Türkiye’nin AK Parti iktidarları dönemine kadar savunma sanayinde hep dışarıya bağımlı halde olduğuna değinen Ataş, “Uçağımızı, helikopterimizi uçurtmazlardı. Tankınız hareket edemez hale geldiği zaman siz dışarıya bağımlıydınız. Silah vermedikleri zaman siz dışarıya bağımlıydınız. Kıbrıs Barış Harekatı’nda bunun net bir şekilde örneklerini gördük. Hamdolsun tankımızı, helikopterini, füzesini, denizaltılarını, gemilerini inşa eden savunma sanayinde bir Türkiye var. Dışa bağımlılıktan bu ülkeyi kurtaran AK Parti kadroları ve AK Parti iktidarı olmuştur. Önümüzdeki yıllarda Allah nasip ederse kendi uçağını, kendi füzesini, kendi savunma sanayi notasını bütün dünya gelişmiş ülkelerin ürettiği her türlü aracı gereci teknolojiyi kullanabilecek bir Türkiye ile milletimizi buluşturmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

AK Parti’yi, 7 haziran genel seçimlerinde demokratik yöntemlerde sandıkta alaşağı etmenin bir yöntemi olmadığını görenlerin bir plan yaptığını ifade eden Ataş, AK Parti’yi iktidardan uzaklaştırmanın tek yönetiminin HDP’nin barajı aşması ve milletvekili sayısının yükselmesi gerektiğini düşündüğünü kaydetti.

Bu kapsamda bazı planlar yapıldığını anlatan Ataş, “Hatırlayın o günler HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirbaş’ın eline bir saz verdiler. Televizyonlara çıkardılar ve barış güvercini, demokrasi savunucusu gibi onu topluma cici göstermeye çalıştılar. Meğer neymiş de bir toplum olarak farkında değilmişiz. Böyle bir algı ile Selahattin Demirtaş’ı topluma lanse etmeye çalıştılar. Bir algı oluşturmaya çalıştılar. Bu algı sonucunda İstanbul’da Bebek’te HDP’ye oy çıktı. Etiler’de oy çıktı. Nişantaşı’nda oy çıktı. Bakırköy’de, Bağdat Caddesi’nde oy çıktı. Çıkabilir miydi normalde? Hayır. Ne oldu da çıktı. AK Parti düşmanlığı ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı orada kendilerini entelektüel zanneden sınıftaki insanların destek vermesi ile HDP oralardan oy alabildi. Bir tek hedefleri var.  Ortak hedefte bugün birleştikleri gibi o gün de birleşmişlerdi. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti, hizmet, kalkınma, gelişme, güçlü Türkiye düşmanlığı. Bugün de aynısı yapılıyor.” diye konuştu.

15 Temmuz’a giderken Türkiye’de bu ülkede bir daha ihtilal ve darbe olabilir mi diye bir anket yapılsaydı yüzde 5-10 bile “evet” çıkmazdı diyen Ataş, “Ama gerçekleşti. Kim yaptı bu darbeyi? Alçak FETÖ terör örgütünün temsilcileri. 40 yıldan bu yana bu milletin en kutsal değerlerini suistimal etmek, istismar etmek suretiyle TSK’nın içerisine yerleştirdikleri çetelerin, emniyet güçlerinin içine yerleştirdikleri çetenin yargının içerisine yerleştirdikleri çetelerin marifeti ile bu ülkenin insanlarına 15 Temmuz darbe girişimi gecesi tankları ile uçakları ile silahları ile bu ülkenin evlatlarına silahlarını doğrultmaktan ve 248 şehidimizi şehit etmekten utanmadılar sıkılmadılar. Bu alçaklığı bu millete yaşattılar.” ifadesini kullandı.

Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti düşmanlığının bu halk oylamasında çok değişik kesimleri bir araya getirdiğini vurgulayan Ataş, şunları söyledi:

“Yan yana gelenlere bir bakın Allah aşkına. CHP, HDP, DAEŞ, PKK, YPG, FETÖ bütün millet düşmanı, ülke düşmanı ne kadar terör örgütleri varsa CHP ile beraber aynı safta yer aldı. Bu ülkeyi ve bu milleti seven, hizmet etmek isteyen ve bugüne kadar da hizmet edenler de elhamdulillah aynı safta yer aldı. Bu millet bir kez daha son yüzyılın en önemli projelerinden birisi olan Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi ile ilgili Mecliste kahramanca AK Parti Grubu ve MHP Grubu mensuplarının mücadele etmek suretiyle 11 gün ve gece bütün şer odaklarının baskılarına rağmen, Meclisteki tüm çirkefliklere rağmen, adam gibi bir duruş sergilemek suretiyle bu milletin temsilcisi olduğunu bir kez daha millete göstermek suretiyle hamdolsun 339 oy bütünlüğü üzerindeki oylama ile evet demek suretiyle anayasa değişikliği metni Meclisten geçti.”