AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş, katıldığı İl Teşkilat Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında Yeni Anayasa çalışmaları, Anayasa Mahkemesi’nin kararı, başkanlık sitemi ve terör operasyonları gibi gündem konularına ilişkin açıklamalarda bulundu.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadınların gününü kutlayan Ataş, kuruluşundan bu yana Türkiye’nin umudu, yeniliklerin ve değişimin adı olan AK Parti’nin adaleti, demokrasiyi, özgürlükleri ve hukuku önceleyen bir parti olarak Türkiye’de siyasete yeni bir soluk kazandırdığını dile getirdi.
Ataş, AK Parti ile siyaset, ayrıcalıklı zümrelerin elinden alınıp gerçek sahibi olan halka verildiğini belirterek, “2002 Genel Seçimleri’nden itibaren Allah’ın yardımı, sizlerin katkıları ve milletimizin teveccühü ile karşımıza çıkan tüm engelleri aşarak hamdolsun bugünlere geldik. 2002’de devraldığımız Türkiye ile şimdiki Türkiye arasında hiç kimsenin inkâr edemeyeceği ciddi ve olumlu farklar oluşturduk” dedi.
Pazar günü İstanbul’da 3.köprünün son tabliyesi de yerleştirilerek iki yakanın gerdanlıkla süslendiğini hatırlatan Ataş, “İnşaallah 3.havalimanımızı da kısa süre sonra vatandaşlarımızın hizmetine açmış olacağız” diye konuştu.
Ataş AK Parti Hareketi’nin merkezinde milletin dolduğunun altını çizerek “AK Parti, Anadolu’nun elleri nasırlı analarının kabul olmuş duasıdır. Milletin taleplerini göz ardı etmeyen, millet için siyaset yapan bir partidir. Böyle bir ailede yer almaktan onur duyuyor, AK Parti vesilesi ile Türkiye’ye hizmet ediyor olmanın sorumluluğunu her zaman yüreğimizde hissediyoruz” ifadelerini kullandı.
Milletin yüklediği emanetin hakkını vermek için cesaretle, kararlılıkla, aldanmayarak ve aldatmayarak, Türkiye’nin büyük başarılara imza atmasına vesile olduklarını belirtren Ataş, hizmetlere devam edeceklerini söyledi.
Ataş AK Parti’nin 14 yıllık süre içerisinde elde ettiği başarılarda teşkilatların rolünün çok büyük olduğunu vurgulayarak, “Bu başarılarda teşkilatlarımızın kendisini sürekli yenilemesi; ilk günkü aşkla ve bilinçle hareket eden dinamik bir yapı olmasının payı büyüktür. Bugün 10 milyonu bulan üyesi ve yaklaşık 1,5 milyon teşkilat mensubu ile muazzam bir aile haline geldik. Bu tablo, sadece AK Parti için değil, demokrasimiz açısından da çok önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
“ANAYASA MAHKEMESİ TARAF KONUMUNA DÜŞMEMELİ”
Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye’nin en köklü adalet mjekanizmalarında biri olduğunu söyleyen Ataş, “Geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi’nin iki gazeteci hakkında verdiği karar hepimizin malumu… Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi siyasi konularda, siyasi tartışmalarda mahkemeyi taraf konumuna düşürmemeli; aksi halde yargıya güveni azaltacağı gibi anayasa mahkemesine güveni de azaltacaktır” diye konuştu.
Ataş, Anayasaya uymak ve anayasayı doğru uygulamanın herkesin görevi olduğu gibi, herkesten daha çok anayasa mahkemesinin görevi olduğunu belirterek,”Verdiği karar nedeniyle anayasa mahkemesinin anayasayı çiğnemekle itham edilmesi, dahası toplumun önemli bir kısmının da mahkemenin anayasayı çiğnediğine inanması, anayasa mahkemesinin kendisini sorgulaması için önemli bir gerekçedir. Bu anlamda buradan anayasa mahkemesini anayasaya uymaya ve anayasayı doğru uygulamaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.
İleri demokrasiye doğru atılan her adımın, mağdur ve mazlum kesimleri mutlu ederken, tek tipçi seçkinleri, yasakçı zihniyetleri de tedirgin ettiğini vurgulayan Ataş, “Bugüne kadar her türlü vesayet karşısında dimdik durduk. Darbe girişimlerine, komplolara, tuzaklara boyun eğmedik, mücadele ettik. Her türlü şer cephesi ile mücadelemizi sürdürdük, sürdürmeye de devam edeceğiz” dedi.
“RUHU ZAMANIMIZA AİT OLMAYAN BU ANAYASANIN İVEDİLİKLE DEĞİŞMESİ GEREKMEKTEDİR”
Ataş, Bir diğer önemli meselenin de Anayasa olduğuna dikkati çekerken, “Darbe anayasası ülkemizde uzun süre zihinlerde silinmeyecek pek çok acıların yaşanmasına neden olmuştur” ifadelerini kullandı.
Ataş, 1980 Anayasası’nı ‘yamalı’ diye tanımlarken ivedikle değişmesi gerektiğinin altını çizerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu anayasa, bin yamalıdır. Dönem dönem kısmi değişiklikler yapılmışsa da ruhu hep aynı kalmış; bedeni sivil, ruhu darbeci bir anayasadır. Ruhu zamanımıza ait olmayan bu anayasanın ivedilikle değişmesi gerekmektedir. Anayasalar, toplumsal uzlaşma metinleridir. Milleti koruma altına alması gerekirken, bu darbe anayasası toplumun özgürlüklerine kast edenleri; yani darbecileri koruma altına almıştır.
Bildiğiniz gibi, yeni bir anayasa için çok ciddi ve samimi bir mücadele verdik. Ama samimiyetsiz cevaplar aldık. Anayasa sorunumuzun yanında, bir de muhalefet sorunumuz var. Yeni anayasanın gerekliliğiyle ilgili toplumun tüm kesimleri mutabakata varmışken, işin uygulamasında muhalefetin tavrının ipe un sermek dışında bir şey olmadığına tüm kamuoyu şahit olmuştur. Parlamenter sistemin tıkandığı ve bu ülkenin gelişim hızına ayak uyduramadığı da başka bir gerçektir.”
7 Haziran seçimlerini örnek vererek parlamenter sistemin sonuçlarını değerlediren Ataş, AK Parti’nin tek başına hükümet kuramadığını ve ülkenin koalisyona mahkum edilmeye çalışıldığını belirterek, “Allah’a hamdolsun ki bu ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenler değil, milletin feraseti yine galip gelmiştir” dedi.
“BAŞKANLIK SİSTEMİ ACİLEN GETİRİLMELİDİR”
1970 darbesi sonunda 10 yılda 11 hükümet kurulduğunu anımsatan Ataş, bu seçimlerin parlamenter sistemin müdahalelere ne kadar açık olduğunu ortaya koyduğuna vurgu yaptı. Ataş konuşmasına şu şekilde devam etti:
“İşte bunlardan dolayıdır ki başkanlık sistemi acilen getirilmelidir. Başkanlık sistemine karşı çıkanlar milletin ve ülkenin selametini düşünenler değil, kendilerini düşünenlerdir. Dünyanın pek çok ülkesinde başarılı olmuş bir sistemin Türkiye’de uygulanamayacağını söylemek art niyetli ve kasıtlı bir söylemdir. Egemenliği millete teslim etmek istemeyenler, egemenliği kendi elinde bulundurmak isteyenler, başkanlık sistemini farklı göstermeye çalışarak bir kara propaganda yürütmektedirler. Ama şunu bilmeliler ki bu güne kadar yaptıkları bütün hesaplar nasıl boşa çıktıysa Allah’ın izni ile bu hesapları da boşa çıkacaktır.”
Eski Türkiye’den bugüne az eser kaldığını bunlardan birinin de terör olduğuna değinen Ataş, Hükümetin terörle mücadelesine kararlı bir şekilde devam ettiğini belirtti. Ataş, terörle mücadelede özellikle iki kesime teşekkür etmek istediğini belirterek, “Birincisi, bölgede hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak kahramanca mücadele eden güvenlik güçlerimize,ikincisi HDP’nin sokağa dökülme davetlerine ve tahriklerine itibar etmeyen vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki, bölge halkı terör ve şiddet kıskacından kurtulacak, özgüven içinde rahat ve huzurlu bir ortama kavuşacaktır” dedi.
“BU MİLLET, DAVET ETİĞİNİZ O CAMİLERİ YAKTIĞINIZI UNUTMADI, UNUTMAYACAK.”
Ataş, çukur siyaseti yapanlara, barikat kuranlara, camiileri, okulları yakıp, hastaneleri bombalayarak halkı günlük yaşamından mahrum ederek yöre halkına işkence yapanlara ve onlara destek verenlere, bölge halkının en güzel cevabı vereceğini söyledi.
Ataş konuşmasına şöyle devam etti:
“Çukur siyaseti yapanlar şunu bilsinler ki o çukurlar sadece mahalle aralarına ve yollara açılmadı, bu milletin birliğine, dirliğine açılmak istendi. Bu milletin kardeşlik bağları kazma ve kürekle aşındırılamayacak kadar güçlüdür.
O çukurlara yerleştirilen dinamitler, bombalar aslında huzura, güvene ve istikrara yerleştirilen bombalardı. Ama bu millet bunların hepsini kendi vicdanında imha etti ve bu eylemi yapanlar bilsinler ki kendileri de toplum vicdanında yok olacaktır.
Teröristlere yardım edip kendi araçlarında silah taşıyanları, masum insanları katleden canilerin cenazelerine katılanları milletimiz affetmedi, affetmeyecektir. Ve şu bilinmelidir ki devletin imkânlarını kullanarak terör örgütü mensuplarına yardım edenlerden bu milletin hakkı tahsil edilecektir. Milletimizin kutsal değerleri ile alay edenler, bugün cuma namazına davetiye çıkararak ikiyüzlü siyasetlerini ortaya koymuşlardır. Bu millet, davet etiğiniz o camileri yaktığınızı unutmadı, unutmayacak.”
Türkiye ne zaman iyi zamanlarını yaşasa, gençleri sokağa döken, sokakları şiddete ve kana bulayan, ülkeyi istikrarsızlığa mahkûm etmek isteyen bir takım çevreler olduğuna vurgu yapan Ataş, “İşte bu çevrelere karşı gelebilmek, ülkemizi geriye değil daha ileriye götürmek için daha çok çalışmalıyız. Buradaki her bir arkadaşımızın ne fedakârlıklar ile çalıştığını çok iyi biliyorum” dedi.
“Bu millet uyandı, artık bu hizmet kervanında geri dönüşümüz yok” diyen Ataş, 2023 yolculuğuna da iman edenlerin Türkiye’yi omuzlarınızda taşıyacağına inancının tam olduğunu belirtti.