TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu   bünyesinde oluşturulan alt komisyon, çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumları ve eğitimevlerinde yaptığı incelemeleri rapor haline getirdi. Alt Komisyon Başkanı ve AK Parti İstanbul Miletvekili Mustafa Ataş, Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, raporla ilgili bilgi verdi. Raporda Türkiye`nin kanayan yarası olan çocuk suçlular hakkında önemli tespitler ve çözüm önerileri yer alıyor.

Ataş,  Elazığ Çocuk Eğitimevi ve E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Ankara Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Ankara Keçiören Çocuk Eğitimevi, Adana  Pozantı M Tipi (Çocuk) Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, İstanbul Maltepe Çocuk ve  Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Kayseri İncesu Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, İzmir Buca Çocuk Eğitimevi ve Bergama M Tipi (Çocuk) Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda  incelemelerde bulunduklarını kaydetti.

SUÇLU ÇOCUK YOKTUR

Küreselleşmenin toplum yaşantısında yaptığı tepeden tırnağa değişimin, kendilerini komisyon kurmaya teşvik eden nedenlerden biri olduğunu anlatan Ataş, şöyle konuştu ; ”Uluslararası karineye göre suçlu çocuk yoktur; suça itilmiş çocuk vardır. Çocuk suçluluğunun, özellikle son yıllarda patlama göstermesini, küreselleşmenin şiddet doğuran, toplumu ateş topuna çeviren ve bundan kar sağlayan yaklaşımında aramak gerekir. Suça itilen çocuklar, yaptıklarının bilincinde değillerdir. Bunun için yetişkinler gibi ceza almazlar. Ama bu, onların, suça itilmesini arttıran en temel nedendir.

ÇOCULAR TOPLUMDAN İZOLE EDİLMEMELİ

Savaşta çocuğu asker olarak kullanan tutum ile barışta suç makinesi olarak kullanan tutum aynıdır. Bugün cezaevlerine geleceğimizin teminatı olarak nitelendirdiğimiz çocuklarımızı hapsederek, onları toplumdan izole ediyorsak, herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekir. Çocuk ve suç, hiçbir zaman bir arada olmaması gereken kavramlardır. Bir araya geldiği durumlarda ise çocuğun cezalandırılması değil, onun suçtan ve suça sürükleyen ortamdan uzaklaştırılması birinci amaç olmalı. Çocuk ceza adalet sistemi de cezalandırmaya değil onarmaya yönelik olarak düzenlenmeli.”

ÇOCUKLAR SUÇ ÖRGÜTLERİNİN KISKACINDA

Komisyonun çalışmaları sırasında suça sürüklenen çocukların en fazla ihlal ettiği eylem türünün ”mala karşı işlenen suçlar” olduğunu tespit ettiğine dikkati çeken Ataş, ”Bu çocuklar sadece eve para getiren bireyler olarak görüldükleri aileleri, organize suç Örgütleri hatta terör örgütlerinin kıskacında olan çocuklardır. Suça karışan çocuklardan yüzde 85’i aileleriyle birlikte yaşıyor. Bu da çocukları yasadışı işlere bizzat ailelerinin yönlendirdiğini gösteriyor” diye konuştu.

KOMİSYONDAN ÇOCUKLARA MÜJDE     

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ataş, çalışmaları sırasında Adalet Bakanlığı yetkilileriyle görüştüklerini, kendi önerileri doğrultusunda cezaevlerinde çocukların birlikte kaldığı koğuş sisteminden tekli koğuş sistemine geçiş çalışmalarının başlatıldığını söyledi. Raporun takipçisi olacaklarını kaydeden Ataş, bu kapsamda Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile görüşeceklerini belirtti.

POZANTI, BERGAMA VE İNCESU KAPATILMALI

Ataş’ın verdiği bilgiye göre, raporda yer alan tespitler şöyle: Çocuğun gözaltına alınmasına ya da tutuklanmasına son çare olarak ve gerekli en kısa süre için başvurulmalı, bu eylemin gerekçesi de onların kamu güvenliği için sürekli ve ciddi bir tehdit oluşturması olmalıdır. Çocuk eğitimevleri dışındaki infaz kurumunda kalan tutuklu ve hükümlü suça itilmiş çocukların bulunduğu ortamların fiziki şartlarının düzeltilmesi, ortak kullanım alanlarının dışında her türlü cinsel veya fiziki baskıya maruz kalmaması açısından mutlaka tek kişilik odalarda kalmaları, kurumdaki yasal haklar açısından da eğitimevlerinde kalan çocuklar ile aynı haklara sahip olmalarını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması, mevcut şartlardaki olumsuzluğun azalmasına sebep olacaktır. Cezanın ıslah edicilik işlevi düşünüldüğünde, bunun yapılmasının fiziken mümkün olmadığı görülen, ayrıca konum ve şartları itibari ile de çocukların bulunmasının uygun olmadığı Pozantı, Bergama ve İncesu Ceza İnfaz Kurumlarının faaliyetlerine son verilmesi, amaç açısından doğru olacağı gibi ekonomik katkı da  sağlayacaktır.

ÇOCUK SUÇLARINA BAKAN MAHKEMELER KURULSUN

Suçun yetişkinlerle birlikte işlenmesi halinde çocuğun genel mahkemelerde yargılanmasına imkan sağlayan Çocuk Koruma Kanunu’nda gerekli düzenleme yapılarak, çocukların genel yetkili mahkemelerde yargılanmasının önüne geçilmelidir. Çocukların yargılanma sürecini hızlandırmak; suça itilen çocukların kişilik ve gelişim özelliklerine uygun olarak yargılanmalarını sağlayacaktır. Bunun için çocuk mahkemeleri yaygınlaştırılmalı ve buralarda görev alan  uzmanların sayısı arttırılmalı. Yargıtaydaki dosyaların bir an önce sonuçlanması açısından çocuk suçlarına bakan yeni bir daire kurulması düşünülebileceği gibi, tutuklu ve zamanaşamı yaklaşan dosyalardaki uygulamaya benzer şekilde çocukların yargılandığı davalara öncelik verilmesi de kısmi çözüm olabilecektir.

YAŞI DOLANLAR AÇIK CEZAEVLERİNE GEÇİRİLMELİ

Açık Ceza İnfaz Kurumuna Ayrılma Yönetmeliğinde değişiklik yapılarak,  eğitimevlerinde yaşı dolan hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumları yerine açık ceza infaz kurumuna geçişleri sağlanmalıdır. Çocukların okul dışındaki saatlerini iyi geçirebileceği etüt merkezleri, sosyal faaliyet ve oyun alanları, beceri ve hobi kursları, gezici ve yerleşik kütüphaneler gibi ortamlar oluşturulmalıdır.

İZLEME MEKANİZMASI KURULSUN

Bütün çocukları kapsayan ve her çocuğa ulaşabilen mahalle bazında bir izleme ve değerlendirme mekanizması kurulmalıdır. Suça sürüklenme potansiyelinde olan bölgelere öncelik verilmesi şartıyla, aileler çocuk yetiştirme ve çocukları bekleyen tehlikeler konusunda eğitilmeli, aile danışmanlığı merkezleri, gençlik merkezleri, psikolojik danışma ve rehberlik merkezleri, sosyal hizmet büroları gibi kuruluşlar kurulmalıdır. Bu anlamda Çocuk Koruma Kanunu’nun 5. maddesinde öngörülen danışmanlık tedbirleri son derece önemlidir ve etkin bir biçimde kullanılmalıdır. Ailenin birlik ve bütünlüğünü destekleyen politikalar üretmeli çekirdek aile yapısı güçlendirilmelidir.