AK Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş, “Bundan sonra bize yakışan ve yapmamız gereken, asla gurura, kibire, böbürlenmeye meyil etmeden, mütevaziliğimizi muhafaza etmek suretiyle ulaşamadığımız insanlara ulaşmak” dedi.
Düzce’deki bir otelde yapılan İl Teşkilatı Kasım Ayı İl Danışma Meclisi Toplantısına katılan Ataş, burada yaptığı konuşmada, 1 Kasım seçimleri için tüm teşkilatların gece gündüz çalıştığını söyledi.
Ataş, 1 Kasım seçimlerinin Türkiye açısından önemli bir seçim olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Nasıl ki Çanakkale Savaşı’nda yedi düvele karşı mücadele ettiyse bu millet, 1 Kasım seçimlerinde de Türkiye üzerinde bir takım hesaplar kurmak isteyen, planlar kurmak isteyen, Türkiye’nin önünü kesmeye çalışan zihniyetlere, demokratik yöntemlerle sandıkta öyle bir tokat vurduk ki hepsinin sesi soluğu kesildi. 1 Kasım seçimlerine kadar geçen 5 aylık süre içerisinde Türkiye’de herkes mutsuzdu. 5 ay Türkiye’de adeta cehennem gibi bir hava soluduk. Çünkü AK Parti 13 yıllık iktidarı boyunca bu ülkede adam gibi yaşamayı insanlara öğretmişti. Adam gibi yatırım yapmayı, ticaret yapmayı, sınırsızca demokratik haklarını kullanmayı sağlamıştı. Bunun sonunda istikrarsız bir dönem başladı diye insanlar mutsuz olmuştu. Ne zaman ki 1 Kasım akşamı yüzde 49,5 oy almak suretiyle tek başımıza iktidar olma şerefini milletimizin desteğiyle Allah bize nail etti, herkes rahatladı.”
Seçim sonucunda alınan başarının Türkiye’nin ve milletin başarısı olduğunun altını çizen Ataş, “Bundan sonra bize yakışan ve yapmamız gereken, asla gurura, kibire, böbürlenmeye meyil etmeden, mütevaziliğimizi muhafaza etmek suretiyle ulaşamadığımız insanlara ulaşmak. Bu yolculukta bize ayak uyduranlar ilkelerimizle, kurallarımızla yürüyebilirler. Yürümek istemeyenler gelirler bizden talep ederler, biz de güle güle deriz. Bu teşkilatlar hiç kimsenin kendi çıkarlarının yerine getirileceği makamlar mevkiler değildir. Bu teşkilatlar, bu ülke ve millet için hizmet edecek teşkilatlardır” ifadesini kullandı.
Ataş, amaçlarının yeni nesillere güzel bir ülke bırakmak olduğunu yenileyerek, “Öyle bir Türkiye bırakmalıyız ki bizim yaşadıklarımızı yaşamasınlar. Bizim gençliğimizde yaşadığımız insan hakkı ihlallerini, inancımıza karşı sürdürülen baskıları yaşamasınlar, biz bunları istemiyoruz” diye konuştu.